Psikolojik yaş evliliğin seyrini belirliyor!
Toplumun temel taşı olan aile birliğinde çiftlerin uyumu ve iletişimi çok önemli. Peki evlilikte ideal yaş var mı? Evlilikte biyolojik yaşın değil, kişisel olgunluğun yani psikolojik yaşın çok daha belirleyici olduğuna dikkat çeken uzmanlar geç yaşlarda yapılan evliliklerin daha uyumlu olduğunun çalışmalarda ortaya çıktığını söyledi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, evliliğin uyumlu ve doyum verici olmasının eşlerden her birinin ilişki sürdürebilme kapasitesine bağlı olduğunu söyledi.
Evliliğin niteliğini sosyal yetiler belirliyor
Evlilik için ideal bir yaştan bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Demirsoy, “Evlilikte yaştan önce ‘ideal’den ne anladığımıza bakmak gerekir” diyerek sağlıklı bir evlilik için gerekli olan unsurun, iletişim ve problem çözme becerileri gibi sosyal yetiler olduğunu vurguladı.
Çiğdem Demirsoy, şunları söyledi:

“Eğer ideali uyumlu, doyum ve mutluluk veren, sağlıklı bir evlilik yaşantısı yürütebilmek olarak tanımlarsak evliliğin uyumlu ve doyum verici olması eşlerden her birinin ilişki sürdürebilme kapasitesine bağlıdır. İnsanların sahip oldukları iletişim ve problem çözme becerileri evliliğin ne derece sağlıklı ve mutluluk verici olacağını belirler çünkü insanların iletişim tarzları ve sorunlara yaklaşım biçimleri ilişkilerini uyumlu ya da uyumsuz boyuta taşıyabilir. Bu da yaştan çok kişilik özellikleri ile ilgilidir. Yaşça büyük bir insan çocuk ruhlu olabileceği gibi, genç bir insan da yaşından olgun özelliklere sahip olabilir. Eskilerin dediği gibi ‘Akıl yaşta değil baştadır.’ Biyolojik yaş değil de kişisel olgunluk, başka bir deyişle psikolojik yaş evlilik için önemlidir diyebiliriz.”
Geç yapılan evlilikler daha uyumlu
Sosyal becerilerin doğuştan gelen özellikler değil, insanın büyüme ve gelişmesi sırasında aileden, kültürden etkilenerek zaman içinde öğrenme ile edinilen ve eğitimle geliştirilebilen özellikler olduğunu belirten Çiğdem Demirsoy, “Bu açıdan bakıldığında da çok erken yaşta yapılan evliliklerde henüz yeterli duygusal olgunluğa erişilmediği için sorumluluk alma, ihtiyaçlarını erteleyebilme ve zorluklara göğüs gerebilme, gerektiğinde kendine uymayan durumlara adapte olabilecek şekilde duygu ve düşüncelerini esnetebilme gibi evlilik uyumuna etki edecek özelliklerde sıkıntılar yaşanabilir. Nitekim evlilik uyumu ile ilgili olarak erken ve geç sayılabilecek yaşta evlenenleri kıyaslayan çalışmalarda geç evlenenlerin evliliklerinin daha uyumlu olduğu, araştırmalara ve boşanma istatistiklerine göre de çok genç yaşta evlenenlerde boşanma oranının daha yüksek olduğu bulunmuştur” diye konuştu.
Kadınlar daha çok yıpranıyor
Genç insanların daha fazla duyguları ile hareket etme eğiliminde olduğunu belirten Çiğdem Demirsoy, “Evlilik ise yerine göre zorlukları da olan bir süreçtir. Bizim toplumumuzda özellikle de kadınların aile ile ilgili rol sorumlulukları fazladır. Anne olmak da son derece özveri isteyen, yorucu bir görevdir. Evlilik ve ebeveynlikle ilgili sorumlulukları yerine getirirken kendi istek ve ihtiyaçlarını erteleyebilme, heyecanlarını denetim altında tutup duygu ve düşüncelerini esnetebilmesi gereken durumlarla karşılaşılır. Zorluklar insanı güçlendirir ancak henüz zorluklara dayanma gücü gelişmeksizin çok genç yaşta yapılan evlilikler genç birey için örseleyici olmaktadır. Nitekim küçük yaşta evlenmiş kadınlarda depresyon oranının yüksek olduğunu gösteren araştırma sonuçlarına rastlıyoruz” dedi.
Uzman Klinik Psikolog Çiğdem Demirsoy, ideal evlilik için belirleyici olanın kronolojik yaştan ziyade kişilik özellikleri ve psikolojik yaş olduğunu söyledi. |