86 bin yıllık tarihe destek!
Truva Bakır, Çanakkale’de bulunan İnkaya Mağarası kazılarına sponsor oldu. Anadolu’nun antropolojik geçmişi en eskiye tarihlenen kazı bölgelerinden biri olan İnkaya, aynı zamanda bölgedeki göçlerin genetik ve kültürel bağlantılarının ortaya çıkarılmasında da kilit bir öneme sahip.
Çanakkale’nin Çan ilçesinde yer alan ve sekiz yıl önceki keşfiyle arkeoloji ve antropoloji dünyasında büyük heyecan uyandıran İnkaya Mağarası kazı çalışmalarının sponsoru Truva Bakır oldu. Anadolu’nun şimdiye kadar keşfedilen ve antropolojik geçmişi en eskiye tarihlenen ikinci kazı bölgesi olan İnkaya Mağarası, 86 bin yıllık tarihiyle bu bölgedeki göçlerin, genetik ve kültürel bağlantıların ortaya çıkarılmasında da kilit önem taşıyor. İnkaya Mağarası kazıları desteği için Çanakkale’de düzenlenen imza törenine Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Çağman Esirgemez, Truva Bakır İşletme Müdürü Ünsal Arkadaş ve Kazı Başkanı, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özer katıldı.
Törende konuşan Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Çağman Esirgemez, Çanakkale’nin zengin tarihi ve kültürel mirasıyla Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri olduğunu söyledi. Esirgemez, “Tarih yazımında arkeoloji nasıl önemli bir bilimse günümüzde de kültür bilincinin ve turizminin gelişiminde yine arkeoloji bilimi ön plandadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın izinleri ve destekleri ile yine ilimizde önemli bir geçmişi ve binlerce yıllık tarihe dayanan kazımız Truva Bakır’ın sponsorluğunda turizme kazandırılacak. Sayın Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un çok önemsediği arkeolojik kazı çalışmalarının var olduğu il turizmine katkısı ‘12 aylık’ kazı projeleri ile daha da ön plana çıkarken çalışmalar da hız kazandı. İnkaya kazımız da umarız önümüzdeki süreçte Bakanlığımız destekleri ve Truva Bakır’ın sponsorluğunda yılın 12 ayı kazı yapılan önemli prehistorik bir kazı alanına dönüşür” diye konuştu.
Bilimsel arkeolojik kazılardan elde edilen bulguların sergilendiği Troya Müzesi’nin, Türkiye’nin en önemli müzelerimizden biri haline geldiğine dikkat çeken Esirgemez, şöyle devam etti: “İnkaya Mağarası kazıları ve Bakanlığımızın izinleriyle sürdürülen ilimizdeki diğer kazılardan gelen eserler sayesinde müzemizin koleksiyonu daha da zenginleşecektir. İlimiz genelinde arkeolojik kazılara sağladığı destek nedeniyle Çanakkale Valimiz Sayın İlhami Aktaş’a teşekkürlerimi sunuyorum. Çanakkale’nin tarihsel geçmişini daha da eskiye götürecek olan İnkaya Kazısına sponsorluğu için Truva Bakır’a da tekrar teşekkür ederim” dedi.
‘BULUNTULAR DİĞER MAĞARA KAZILARINDAN FARKLI’
İnkaya Mağarası’nın, Cumhurbaşkanlığı Kararlı Kazı olarak Batı Anadolu’da keşfedilmiş ve kazıları devam eden ilk ve tek Paleolitik dönem mağarası olması açısından stratejik önem taşıdığını belirten Kazı Başkanı ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özer, “İnkaya Mağarası ve çevresi, Anadolu’nun antropolojik geçmişi en eskiye tarihlenen kazılardan birisi olmasıyla, tarihi anlamda büyük bir öneme sahip. Ülkemizde devam eden çok az sayıdaki mağara kazısından biri olan İnkaya, Çakmaktepe üzerinde bulunan Geç Roma-Erken Doğu Roma özellikli mozaik taban nedeniyle, 2011 yılında ilan edilen 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alıyor” dedi. Bugüne kadar yapılan kazılarda 20 binin üzerinde çakmaktaşı ve bazalt yontma taş aletleri ile bu aletlerin parçalarına ulaştıklarını dile getiren Özer, şöyle devam etti: “Yonga, dilgi, kenar ve ön kazıyıcı, çentikli ve dişlemeli aletler, saplı uçlar, vurgaç, çekirdek, Levallois tipte aletler de mağarayı kullanan dönem insanlarının ürettikleri buluntular arasında yer alıyor. Mağara kayalık sisteminde yaklaşık 86 bin yıl öncesinden beri yaşamış olan insanlara ait kültür kalıntıları barındırıyor. 86 bin 360 yıl öncesine kadar tarihlendirilen İnkaya Mağarası dolgularında şimdilik 6 farklı alanda kazı yapıldı. Buluntuların işaret ettiği ve İnkaya Mağarası’nı önemli kılan ise; Türkiye’de devam eden diğer mağara kazılarından elde edilen buluntularla benzerlik göstermemesi ve daha çok Balkan Paleolitiği ile ilişkilendirilebileceği yönünde olmasıdır. Genel beklenti, İnkaya kazılarıyla hem Batı Anadolu’daki fosil insan varlığının ortaya konulması hem de Anadolu-Balkanlar arasındaki Paleolitik dönem insanlarının karşılıklı göçlerine ışık tutulmasıdır. Böylesine anlamlı bir kazının sorumluluğunu üstlenmek, bizim için oldukça heyecan verici.”
‘YERİN ALTINDAKİ TÜM CEVHERLERİ ÇIKARIYORUZ’
Yürüttüğü projeler ve yatırımlarla Türkiye’nin bakır üretim kapasitesine ve Çanakkale ekonomisine katkı sağlamayı hedefleyen Truva Bakır’ın İşletme Müdürü Ünsal Arkadaş ise imza töreninde yaptığı konuşmada, “Sadece bugünün değil geleceğin de stratejik hammaddeleri arasında gösterilen bakır, Çanakkale’nin zenginliklerinden sadece biri. Bu kapsamda Halilağa Bakır Madeni’nde gerçekleştirmeyi planladığımız üretimimizle, Türkiye’nin bakır ihtiyacının karşılanmasında Çanakkale’nin de pay sahibi olmasını hedefliyoruz” diye konuştu. Doğal kaynakları ekonomiye kazandırırken yerin altındaki diğer cevherleri de topluma kazandırmak istediklerini belirten Arkadaş, şöyle devam etti: “Türkiye’de yerin altında, maden cevherlerinin yanı sıra tarihi, kültürel pek çok cevher bulunuyor. Biz de İnkaya Mağarası kazıları sponsorluğuyla tarihi cevherlerin çıkarılması konusunda destek verebildiğimiz için çok mutluyuz.”
25 KİŞİLİK EKİPLE KAZILIYOR
İnkaya Mağarası, 2016 yılında Prof. Dr. İsmail Özer başkanlığında yapılan “Muğla ve Çanakkale İlleri Yüzey Araştırması” sırasında bulundu. Mağarada 2017-2020 yılları arasında Çanakkale (Troya) Müzesi Müdürlüğü başkanlığında Prof. Dr. İsmail Özer’in bilimsel koordinatörlüğünde kazılar yapıldı. Mağaradaki çalışmalar 2021 yılından itibaren Cumhurbaşkanlığı Kararlı Kazı Projesi olarak uluslararası bir ekip tarafından sürdürülüyor. Türkiye’deki 10’un üzerinde üniversiteden ortalama 25 kişilik bir ekiple gerçekleştirilen kazı çalışmalarına zaman zaman Japonya ve Azerbaycan’dan uzmanlar da katılıyor. Çanakkale il merkezine 55 kilometre, Çan ilçe merkezine 15 kilometre ve Bahadırlı Köyü’ne 2 kilometre mesafede bulunan mağarayı kapsayan kazı çalışmaları, 2023 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından desteklenen 12 aylık kazı statüsünde gerçekleştirildi.
Mağara, ana bölümünün tavanı toprak seviyesinden 5 metre yukarıda olup, içine girildiğinde toprak altına doğru genişleyen bir yapıya sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Alanda yapılan jeofizik ve termal drone çalışmaları ana bölümü 20×30 metre olan kayalıkların, kuzey güney doğrultusunda yıkılmış ya da toprak altında 100 metrenin üzerinde devam ettiğini gösteriyor. Bu alanda sürdürülen çevre araştırmalarında yontmataş buluntuların 400×250 m’lik bir alana yayıldığı anlaşıldı. Mağaranın, civarda keşfedilen açık alan yerleşimlerinin merkezinde bulunduğu ve ana kamp alanı olduğu düşünülüyor.