Dünyanın en iyi tasarımcılarıyla aynı okuldan mezun başarılı ve trend analisti Begüm Salihoğlu, Bégüm Bridal Design House markasıyla artık sürdürülebilir aksesuar koleksiyonu hazırlıyor. Bir gelinlik üretiminden kalan artıklarla, beş aksesuar üretiliyor. %100 el işçiliği ile tasarımcının kendi atölyesinde üretilen aksesuarların bir tanesi iki günde mağaza satışına hazır hale geliyor.

Dünyada kıtalar arası birçok ülkede satış noktaları bulunan ve her sezon yeni hazır giyim gelinlik ve geline dair her beyaz detayı bünyesinde üreten Bégüm BBDH, gelinlik üretiminden artan kumaş ve aksesuarlarla yepyeni bir tamamlayıcı koleksiyon ile yeni sezona merhaba diyor.

New York Parsons Üniversitesi’nde aldığı eğitim ve yabancı moda tasarımcılarının yanında çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönüp, hazır giyim, haute couture alanlarında bir süre faaliyet gösterdikten sonra beyaz gecelere dair her şeyin tasarımcısı olarak düğün sektöründe ilklere imza atan Begüm Salihoğlu, kurduğu Bégüm BBDH markası ile dünyada gelinlik hazır giyimine öncülük ediyor.

Moda sektöründe hedef sıfır atık!

Sürdürebilirlik adına minik adımların, karbon ayak izi azaltmanın da değerli bir başlangıç olduğunu söyleyen tasarımcı Begüm Salihoğlu “Sürdürebilirlik şu anda hepimizin vazgeçilmez düşüncesi. Geleceğimize, çocuklara yaşanılabilir ve tüketimin azaldığı bir dünya bırakmak zorundayız. Ben bu sürece, uzun zamandır ar-ge çalışmaları yaparak, modadaki tekstil vb. alanda teknolojileri yakından takip ederek kendimi hazırlıyorum. Süreçte yapabileceğim ilk adımın da karbon ayak izimi azaltarak olacağını düşündüm. Hazırlanan gelinliklerin artan kumaş ve aksesuarlarından son derece ilgi gören, hatta özellikle showroom’umuzun ziyaret edilmesine de vesile olan aksesuar koleksiyonumuzu çıkardık. Koleksiyona 2020 başından beri çalıştığımı, pandemi sürecinin de operasyon adına bana iyi bir fırsat sunduğunu söyleyebilirim.” diyerek sürdürebilirlik hikayesinin başlangıcını anlatıyor.

Bir elbise artığı kumaşla 5 adet aksesuar üretiliyor!
“BEGUM BDH ile yılda ortalama 2500 metre kumaş, 5000 adet aksesuar ve 1000 üzeri fermuar kullanımımız var. Bu malzemelerin kullanılmayan tarafını sıfır atık hedefiyle aksesuarlara dönüştürüyoruz. Bir elbise için ortalama 10 metre kumaş kullanılırken bunun 80cm kadarı atık oluyor. Biz bu 80cm’den 5 adet aksesuar üretebiliyoruz. Sıfır atık ilkesiyle çalışıyoruz. Şimdiden karbon ayak izimizi %70 oranında azaltmış durumdayız, 2022 yılı sonuna kadar %80 hedeflemekteyiz. İlk önceliğimiz bunu iç ekibimizin ve markamızı severlerin bir alışkanlığına çevirmek, farkındalıkları artırmak. Ardından profesyonel STK ve rapor firmalarıyla daha kapsamlı hale de getireceğiz.”

Tüm aksesuarlar %100 el işçiliği

Bégüm BBDH’nin sürdürebilirlik için yaptığı aksesuar koleksiyonun tamamı kendi atölyesinde ve %100 el işçiliği ile üretiliyor. El işçiliği gerektiren proje, hanelere getirdiği istihdamla da kadınlara iş imkânı da sağlıyor.


Nitelikli markalar dünyada katlanarak değer kazanıyor.

Sınırlı kaynakların tedbirsiz kullanımı, online alışveriş ile gittikçe artan kontrolsüz tüketimi, ucuzlatılmaya çalışan moda sektörünü; fiyatların düşürülmesi de beraberinde insan sağlığına olumsuz etkileri olan uygunsuz üretim koşulları ve zararlı hammadde ile üretilen tekstil ürünlerini getiriyor. Dünya artık çevresel bilinç anlamında büyük bir değişimden geçiyor. Pandemi, küresel boyutta ekonomik, çevresel krizler artık tüketici davranışlarına, markalara adeta alarm veriyor. Kimsenin adet fazlasında artık gözü yok, herkes değerli, güzel enerjili, doğal ürüne rağbet ediyor. Bégüm BBDH markasının kreatif direktörü ve kurucusu Begüm Salihoğlu, sürdürebilirlik adına hareket etmeye başlarken büyümekte olan şirketin kar tarafını da göz önünde bulundurduğunu ve uzun vadeli doğru adımlar atmak üzerine detaylıca çalıştıklarını anlatıyor. “Doğal kaynakların kontrolsüz, ölçüsüz kullanımına, yaşanan doğal afetler ve iklim krizleri ile dünyanın artık çok daha hızlı ve agresif tepkiler verdiğini hep beraber görüyorduk. Özellikle gelişmiş ülkelerde uzun zaman önce adımları atılan, çevresel ve tüketime yönelik tedbirleri biz de şirketimiz ölçeğinde uzun zamandır takip ediyor ve somut girişimlerde bulunuyordum. Aldığımız tüm tedbirlerin ilk başlarda işgücü ve istihdam artışı getirdiğini gözlemlesek de eş zamanlı olarak üretim kabiliyetimizin arttırdığını ve yaratıcılığımızın tetiklediğini de uzun zaman önce fark ettik. Kaynak kullanımlarımızı kontrollü tüketim, minimum atık, sürdürülebilirlik ve çevresel hassasiyet bilinciyle gerçekleştirmek; başlı başına şirketin her alanında ileriye dönük tasarruf sağlıyor. Sürdürebilirlik girişimimiz müşterilerimiz nezdinde de olumlu etkiler sağlıyor, tekrar eden müşteri sayımızı artırıyor. Markamızın “çevreci” bir bakış ile değerlendirilmesi ve bu değerlendirmenin üzerimizdeki olumlu ve somut sonuçları da bizim için büyük gurur kaynağı oluyor. Kısacası sürdürülebilirlik” bilincini bugünden yakalamış ve yatırımlarını bunu da göz önünde bulundurarak yapan nitelikli markaların yakın gelecekte yerel ve global pazarda çok daha fazla değer kazanacağı görüşündeyiz.” diyor ve süreçlerinin finansal açıdan da karlı tarafını anlatıyor.